SEYİR FÜZELERİ

Seyir füzesi (İngilizce: Cruise missile) kaldırıcı kuvvet olarak kanatçıklarının yardımıyla havanın dinamik yapısından, sürüklenmeyi dengelemek için de çekiş kuvvetlerinden bunun içinde jet motorundan faydalanan güdümlü bir füze sistemidir.

Seyir füzesi (İngilizce: Cruise missile) kaldırıcı kuvvet olarak kanatçıklarının yardımıyla havanın dinamik yapısından, sürüklenmeyi dengelemek için de çekiş kuvvetlerinden bunun içinde jet motorundan faydalanan güdümlü bir füze sistemidir. Kruz füzesi genel olarak içerisinde klasik patlayıcı veya nükleer bomba bulunan savaş başlıklarını yüzlerce kilometre taşımak üzere tasarlanmıştır. Gelişmiş kruz füzeleri süpersonik veya yüksek sesaltı hızla ilerleyen, kendi kendine sevk edebilen, radara yakalanmamak için çok alçak irtifadan uçabilen araçlardır. Genel olarak bu araçlar savaş başlığı taşımaları ayrıca keşif veya özetleme değil saldırı amacı taşıdıklarından insansız hava aracı sınıfına girmezler.

 

Kısa tarihi

Bu füzelerin atası Birleşik Krallık tarafından 1920li yıllarda denenen Larynx model araçtır. 1944 yılında ise Almanlar gerçek anlamda bir kruz füzesi olan V-1i üretti. V-1 füzesi uçak gövdesinden, kısa kanatçıklı, motoru arka tarafında basit bir güdüm sistemi olan bir silahtı. Güdüm sistemi çok basit jiroskop sisteminden ibaretti. V-1 itiş gücünü pulse-jet motordan alıyordu. Bu motorun çıkarttığı sesden ötürü V-1e kısaca "uçan bomba" adı verildi. Yüksek vuruş etkisinden ötürü sadece geniş alanlara örneğin şehirlere karşı kullanıldı. V-1 ve ilk olarak üretilen diğer benzer silahlar kısaca uçan bomba olarak da anılmaktadır. II. Dünya Savaşı sırasında Japon İmparatorluğu fazladan patlayıcı yüklenmiş pilotlu kamikaze, genel amaçlı roket motorlu ve pilotlu Ohkamodel uçakları üretti.

Savaştan hemen sonra USAFnin elinde birbirinden farklı 21 güdümlü füze porojesi vardı ki bunlar içerisinde kruz füzeleri de bulunuyordu. Dört tanesi hariç diğer projeler iptal edildi. Bunlar BANSHEE, SM-62 SnarkSM-64 Navaho ve MGM-1 Matadordu. BANSHEE tasarım olarak Afrodit Operasyonuna çok benziyordu ve Afrodit projesi başarısız olunca, 1949 yılının Nisan ayında BANSHEE projesi de iptal edildi.

Soğuk Savaş döneminde hem ABD hem de SSCB karadan,denizaltından ve uçaktan atılabilen farklı kruz füzesi denemeleri yaptı. Sonunda Amerikanlılar temel özelliklerini V-1 den alan SSM-N-8 Regulus füzesini geliştirdi.

Bunun yanında Amerikan Hava Kuvvetleri yine V-1 e çok benzeyen karadan karaya fırlatılabilen kanatlı, taşınabilir, nükleer kapasitesi olan MGM-1 Matador füzesini geliştirdi. Bu füzeler daha sonra Batı Almanya, Tayvan ve Güney Kore ye yerleştirildi. 7 Kasım 1956 tarihinde Batı Almanya da bulunan ABD Hava Kuvvetlerine ait Matador birlikleri habersiz bir şekilde heran ateşlenecek şekilde yerleştirildi. Bunun en önemli sebebi 1956 Macar Devrimine karşı SSCB birliklerinin Macaristana girmesiydi.

1957 ile 1961 yılları arasında ABD tutkulu ve iyi şekilde maddi destek sağlanmış bir program dahilinde nükleer başlık taşayabilen Pluto Projesini hayata geçirdi. Pluto düşman hava radarlarına yakalanmadan, yere yakın bir irtifadan Mach 3 hızı üzerinde uçan ve savaş başlığında hidrojen bombası taşıyabilen bir güdümlü füzeydi. Bu proje esnasında 1961 yılında gücü 500 megawatta dayanan bir motor geliştirildi ki o zamana kadar üretilen en güçlü motordu. Bu proje ICBMlerin üretilmesiyle terkedildi.

Balistik füzeler genellikle geniş alanlarda kullanmak için üretilmiştir Ruslar ise nükleer ve klasik patlayıcı taşıyan tipteki kruz füzelerini Amerikan Deniz Kuvvetlerine ait uçak gemisi filolarına karşı kullanmak üzere geliştirdi. SSCB ye ait büyük denizaltılar (örneğin Echo ve Oscar sınıfı) bu tür silahlarla donatılmış ve ABD uçak gemisi filolarını denizlerde birer gölge gibi izlemiştir. Bu silahların havadan fırlatılan (ALCM) modelleri BackfireBear ve Blackjack model Rus ağır bombardıman uçaklarına yüklenmiştir.

Savaşbaşlığı

Birçok kruz füzesinin savaş başlığında klasik türde 500 kiloya yakın patlayıcı bulunur. Bunun sebebi bu füzeler gemileri batırmak ve sığınakları yok etmek amacını taşımaktadır. Bazıları ise nükleer başlık da taşımaktadır.

Havadinamiği

Kruz füzeleri aynen uçaklarda kullanılan kanatlardan yararlanarak havada süzülür.

Motor

Birçok kruz füzesi itiş gücü olarak jet motoru, ile turbofan motorundan yararlanır.

Güdüm

Seyrüsefer sistemi olarak en ucuz sistemler radarlı ve barometrik irtifaölçer . Şu an kullanılan bazı füzelerde ise Uydu seyrüsefer ya da jiroskopik güdüm sistemlerinden yararlanılır. Bunlarda nazaran çok daha pahalı olan GPS ve TERCOM sistemleri vuruş yüzdesi bakımından daha başarılıdır. Gemisavar kruz füzeleri olan RGM-84 Harpoon ve SS-N-12 Sandboxnun ise kızılötesi ve radar güdüm sistemleri vardır. 

Türleri

Kruz füzeleri ebatları, hızları, menzilleri ve nereden atıldıklarına (kara,hava, gemi ya da denizaltından) göre türlere ayrılır. Birçok füze benzer teknik özellikleri olmasına rağmen fırlatma platformlarından ötürü ufak değişiklikler gösterebilir.(örneğin uçak ve denizaltından fırlatılan modeller gemiden fırlatılanlara nazaran daha küçük ve hafif olur)

Güdümleme sistemi olarak çok değişik sistemler kullanılır. Bazı modeller değişik güdüm sistemleri ile uçabilir. Bunlar Jiroskopik seyrüseferTERCOM, ve Uydu seyrüsefer sistemleridir. Büyük kruz füzeleri hem klasik patlayıcı hem de nükleer başlık taşırken, küçük olanları sadece klasik patlayıcı bulunan başlıklar taşır.

Hipersonik

Hipersonik kruz füzeler çok yüksek hızlarda uçma kabiliyetine sahiptir.

 

  • HABER 4.jpg
19 Kas 2018 00:00